Ayhan Karahan / Demokrat Haber
Bodrum Yarımadası’ndaki son dönem talan hamlelerinden en acımasızlarından birisi de Torba-Usuluk Mevkii’nde yaşanıyor. Tabiat Parkı vasfındaki bölge 2005 yılında 27 yıllığına mesire yeri olarak BYT-Grup isimli şirkete kiraya verildi. Şirket tamamen kiralama amacı dışında uygulamalara giderek; otel ve lüks villa imalatına başladı. Her şey yasa dışı idi. O halde yasaları fiili duruma uygun düzenlemek gerekliydi. Bu anlamda, Usuluk’a dair ilk merkezi adım 2012 yılında askıya çıkarılan planlarla atıldı. 13.08.2012-13.09.2012 tarihleri arasında 1 aylık yasal askı süreci yaşanan plana Mimarlar Odası Muğla Şubesi etkili bir hukuki müdahalede bulundu. Mimarlar Odası, İdare Mahkemesi’nde açtığı davayı kazandı. İlginç bir görüntü ortaya çıktı süreçte. Bakanlık, Usuluk’un “Tabiat Parkı Ve Mesire Yeri” vasfını fiilen olmasa da, resmiyette kaybetmesi için özel şirketle birlikte hareket etti. Hukuksal platformlarda da, bu süreç farklı seyretmedi. Bakanlık, mahkemelerde şirketle birlikte müdahil oldu.
Mimarlar Odası 2014 yılından bu yana Usuluk Mevkii’si ile ilgili açtığı tüm davalarda kazandı. Bunlardan en kritik olanlarından birisi de; Danıştay 6. Dairesinin, 01.04.2019 tarih, 2019/1888 sayılı kararıyla verdiği kararları onaylamasıyla, imar planları ve ruhsatların iptali oldu. Burada çok azla artık hareket alanı kalmayan şirket bu kez kamuoyunda imar affı olarak bilinen dönemden medet umar duruma düştü. Oysa AKP iktidarının çıkardığı imar affı, Tabiat Parkı ve Mesire Yerleri’ni kapsamıyordu. Yani BYT-Grup’un, Usuluk’ta çaldığı minare hiçbir kılıfa uymuyordu.
MİMARLARDAN, BAKANLIKLARA HUKUK DERSİ
Usuluk sürecinde; Mimarlar Odası, Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na adeta hukuk dersi de verdi. Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’nın; “ÇED Gerekli Değildir” kararını adeta boş bir senet olarak bakanlığın masasına bıraktı. Mahkeme; “ÇED Gereklidir” dedi. Tarım Orman Bakanlığı’nın da, özel şirketle sözleşmesi mahkeme tarafından yapılan itiraz sonucu yok hükmüne düştü. Mahkeme kararlarındaki netliğe ve yasaların gerektirdiği işleme karşın, halen bakanlıklar ve özel şirket Usuluk’ta, “Şapkadan tavşan çıkarma” hevesinden vaz geçmiş değil. Müdürlükler ve idare Usuluk’ta müdahil durumdaki Mimarlar Odası’ndan tüm bilgi ve belgeleri saklamaktadır. Konuya dair önemli bir bilgi kirlenmesi ve karartması yaşanmaktadır. BYT-Grup ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iptal olan sözleşmenin yerine devşirecekleri yeni bir sözleşme imzaladıkları iddialar ve söylentiler arasında. Konu Mimarlar Odası tarafından ilgili mercilere sorulduğunda da; “Mahkeme kararı getir ya da mahkeme sorsun” deniyor.
ÇİĞDEM ERKO: “USULUK KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”
Bodrum Kent Konseyi konuyu önemli ve ivedi gündem olarak; “Kente karşı İşlenen Suçlar” başlığı ile kamuoyu gündemine taşıdı. Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Çiğdem Erko, Usuluk meselesini uzunca bir dönem araştırdı, inceledi, taraflar ile görüşmeler gerçekleştirdi. Çalışmasını rapor haline getirerek basın ve kamuoyu ile paylaştı. Erko’nun sunumu oldukça doyurucu ve ses getirici nitelikteydi. Geniş kesimler Erko’nun, “Usuluk Raporu” sonrası görüş açıkladı.
Baştan sona Usuluk’ta yaşananları, senaryoları belgeleri ile açıklayan Erko; “Beklenen yapılan binaların yıkılmasıdır. Bu uygulanır mı, buna kim cesaret eder, hele ki bu iktidarın yönettiği bir ülkede bu gerçekleştir mi, tabi ki çok umutlu değiliz. Ama elimizde en azından böylesi kesin kararların olması önemli. Biliyoruz başka arayışlara girecekler. Vazgeçmeyecekler. Ama bizim Bodrum’u, Usuluk’u sahiplenme arzumuz onların rant ve yağma heveslerinden daha güçlüdür. Ve kazanan memleket sevdamız, tabiat, orman yani Usuluk olacaktır. Usuluk bizim kırmızı çizgimizdir. Asla geri adım atmayı düşünmüyoruz. Bodrum Kent Konseyi olarak bu süreçte emeği geçen, tüm sivil toplum ve bireylere mihnet duygumuzla; Usuluk için şimdi birlik olmanın, dayanışmanın zamanıdır” sözleri ile Bodrum Kent Konseyi adına görüşlerini ifade etti.