Bugün öğle saatlerinde “İstanbul Sözleşmesi Bizim, İstanbul Sözleşmesi Yürürlükte” yazılı bir pankart açarak meydana gelen Kadın Meclisi üyeleri, sözleşmenin feshini protesto etti. Kadın meclisi adına basın açıklamasını okuyan Av. Evrim İnan, şunları dile getirdi:

"20 Mart 2021 sabahı, Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden” çekilmeye karar verdiğine dair resmi gazetede yayımlanan karara uyandık. Alınan bu karar ülkenin gurur kaynağı iken, 20 Mart 2021 tarihinde, bu ülkede yaşayan yaklaşık 42 milyon kadın, Cumhurbaşkanının tek bir imzası ile artık kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bu şiddet ile mücadele edeceğine dair 7 yıl önce vermiş olduğu taahhütten vazgeçtiğini öğrenmiş oldu. Bu vazgeçiş açıklanırken ülkenin mevcut kadına yönelik şiddet tablosuna bakalım: Sadece 2021'in ilk üç ayında erkekler, 91 kadını öldürdü, 29 kadını taciz etti, 41 çocuğu istismar etti, 30 kadına tecavüz etti. Erkekler en az 198 kadını seks işçiliğine zorladı, en az 185 kadına da şiddet uyguladı, yaraladı. 2021'in ilk üç ayında 61 kadının ölümü basına "şüpheli" olarak yansırken, erkekler, yılın ilk üç ayı en az altı çocuğu öldürdü. Bu sayılardan anlaşıldığı üzere, devletin şiddetsiz ve ayrımcılığı bertaraf ettiği bir toplum yaratma maksadı ile hareket etmediği ve en temel olan yaşam hakkını savunmadığı ve benimsemediği açıkça ortaya çıkmaktadır.

İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmek, kadına karşı şiddetle mücadele etmekten vazgeçmektir. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmek, kadının yaşam hakkını savunma iradesinden vazgeçmektir. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmek, kadına yönelik erkek şiddetine karşı sessiz kalmak demektir. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmek, kadın erkek eşitliğini tanımamak demektir. Cumhurbaşkanının imzası ile hayata geçirmeye çalıştığı kararın hukuka ve yasalara aykırı olduğu günlerdir gerek Türkiye’de gerekse uluslararası kamuoyunda ifade edilmektedir. Kadınlar, kadın örgütleri ve hak temelli örgütler bu karara karşı hukuk yollarına başvurmakla beraber daima vurguladıkları husus da, kararın hukuken geçerli olmaması nedeniyle "İstanbul Sözleşmesi"nin yürürlükte olmasıdır ve devlet ve tüm kurumlarının sözleşmenin tüm hükümlerine bağlılığının devam ettiği yönündedir. Bu nedenle diyoruz ki; İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir! Devlet ve tüm kurumları, İstanbul Sözleşmesinin her maddesini uygulamakla yükümlüdürler. Tam da bu nedenlerle, yerel yönetimlerin de, artan erkek şiddetine karşı yükümlülüklerini bir an önce yerine getirme zorunluluklarının bulunduğunu hatırlatmak isteriz. Kadın, LGBTİ+‘lar ve çocuklara yönelik uygulanan erkek şiddetinin hız kesmeyen bu gerçeğine rağmen, tam da bu şiddete karşı önleme ve mücadeleden vazgeçmek hiç bir gerekçe ile kabul edilemez.”

Av. İnan’ın açıklaması sonrası, Kadın Meclisi bileşenleri de açıklama yaparak “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmemiz mümkün değildir. İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir ve İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dediler.